Türkiye'de birçok insan için vazgeçilmez konuma gelmiş, onlarca kahve zımbırtıları zincirlerinin açılmasını teşvik etmiş, dünya çapında bir perakende kahve satıcısından bahsediyoruz. Starbucks
Bir çok insan için kahve kalitesi olarak ülkemizde ki diğer perakende kahve satıcılarından daha üstün hizmet sunan ve premium iç mekanlarıyla tercih sebebi olmuş en ucuz kahve fiyatının neredeyse 6-7 TL ler civarında olduğu halde boş masa bulmanın genellikle zor olduğu Starbucks'ın doğduğu topraklar olan Amerika Birleşik Devletlerinde müşterilerine nasıl bir hizmet sunduğuna göz atıyoruz.
Öncelikle nasıl bir şirketten bahsedeceğimizi bilmek gerek. Merkezi Seattle olan, adını Mobby Dick'teki Starbuck karakterinden alan deniz kızı logolu bir kahve şirketi. 1971 yılında iki öğretmen ve bir yazarın ortak girişimleriyle doğdu ve seksenli yıllarda yatırım almayı başardı. İtalyan espresso barlarınından etkinlendikten sonra çeşitli satın alma, devir vb. işlemlerin ardından günümüz şeklini alırken Kuzey Amerika dışında ki ilk şubesi Tokyo' da açıldı. 2015 yılı itibari ile de 65 ülkede yaklaşık 23.000 şubesi olan devasa bir kahve şirketi.
Ülkemizde de popülerliği geçtiğimiz yıllarda inanılmaz derecede arttı. Yüksek fiyatlara rağmen kahve tutkunlarının vazgeçilmez noktası olmaya hala devam ediyor. Çok büyük bir kitlesi çay bağımlısı olan ülkemizde kahve kültürünün lokumla içilen sade türk kahvesinden öteye gitmesinde katkısı büyük diye düşünüyorum. Fiyat konusunda defalarca değindiğimin farkındayım çünkü bu fahiş fiyatlar nedeniyle ciddi bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenmemeye devam ediyor.
Gelelim bu şirket kurulduğu topraklar olan Amerika' da kullanıcılarına nasıl bir deneyim sunuyor, bunların bizim ülkemizden farkı ne, basit bir fiyat-alım gücü hesabı yapıldığında ucuz mu pahalımı vb. konulara.
Ciddi anlamda store tasarımlarında bir standartın yakalandığını söylemek lazım. Dışardan bakılarak bir dükkanın hangi ülkede olduğunu anlamak neredeyse imkansız. Tasarım olarak net bir çizgisi var. İç mekana geçildiğinde de ülkemizde dükkanlardan farklı bir mekan karşılamıyor bizi. Sadece amerikan kültürüne ait olarak yalnız insanların oturabileceği şekilde dizayn edilmiş masa ve bistrolar daha fazla. Amerika'da Starbucks'ta bulunan müşterilerin bilgisayar ya da tablet kullanımları üzerine bir araştırma yapılmış mıdır bilmiyorum ama benim gözlerimlerim yüzde doksan oranında. Tabi bu durumda masaların üzerinde ve ulaşılabilir her yerde priz anlamına geliyor.
1.50 dolardan başlıyor kahve fiyatları. Genel ekonomiye bakıldığında ülkemizle kıyaslanamaz derecede ucuz. Öyleki kur farkını koyduğunuzda bile Türkiye'den daha ucuza geliyor kahve fiyatları. Kahve içmek Amerika' lı için o kadar rutin ki çoğu zaman merkezi yerlerde boş masa bulmak zor.
Türkiye' deki Starbucks vitrinlerinde mozaik pastadan, apple pie a, cheese cake den poğaça ve simite çok geniş bir tatlı ve kahvaltılık skalası görmek mümkün. Amerika' da bu sadece kahvaltılıklara dönmüş durumda kahvenin yanında tatlı yeme kültürü çok avrupalı. Bunun yanı sıra çeşit çeşit sandwich ve atıştırmalık bulmak mümkün.
En önemli konu kahveler. Menü olarak neredeyse aynı seçenekler mevcut. Ancak dönem dönem özel kahveler satılıyor. Bu ürünlerde bir ya da iki haftalık süreçler dahilinde storelarda bulunabiliyor. Lezzet konusunda da Starbucks' ın bir standardı olduğunu söylemek çok doğru olur. Yakın kalite ve lezzette kahveler. Ancak sade kahve tüketimi ülkemize oranla çok daha yoğun olduğu için taze kahve bulma şansı neredeyse yüzde yüz bu da lezzete etki ediyor.
Bir çok insan için kahve kalitesi olarak ülkemizde ki diğer perakende kahve satıcılarından daha üstün hizmet sunan ve premium iç mekanlarıyla tercih sebebi olmuş en ucuz kahve fiyatının neredeyse 6-7 TL ler civarında olduğu halde boş masa bulmanın genellikle zor olduğu Starbucks'ın doğduğu topraklar olan Amerika Birleşik Devletlerinde müşterilerine nasıl bir hizmet sunduğuna göz atıyoruz.
Öncelikle nasıl bir şirketten bahsedeceğimizi bilmek gerek. Merkezi Seattle olan, adını Mobby Dick'teki Starbuck karakterinden alan deniz kızı logolu bir kahve şirketi. 1971 yılında iki öğretmen ve bir yazarın ortak girişimleriyle doğdu ve seksenli yıllarda yatırım almayı başardı. İtalyan espresso barlarınından etkinlendikten sonra çeşitli satın alma, devir vb. işlemlerin ardından günümüz şeklini alırken Kuzey Amerika dışında ki ilk şubesi Tokyo' da açıldı. 2015 yılı itibari ile de 65 ülkede yaklaşık 23.000 şubesi olan devasa bir kahve şirketi.
Ülkemizde de popülerliği geçtiğimiz yıllarda inanılmaz derecede arttı. Yüksek fiyatlara rağmen kahve tutkunlarının vazgeçilmez noktası olmaya hala devam ediyor. Çok büyük bir kitlesi çay bağımlısı olan ülkemizde kahve kültürünün lokumla içilen sade türk kahvesinden öteye gitmesinde katkısı büyük diye düşünüyorum. Fiyat konusunda defalarca değindiğimin farkındayım çünkü bu fahiş fiyatlar nedeniyle ciddi bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenmemeye devam ediyor.
Gelelim bu şirket kurulduğu topraklar olan Amerika' da kullanıcılarına nasıl bir deneyim sunuyor, bunların bizim ülkemizden farkı ne, basit bir fiyat-alım gücü hesabı yapıldığında ucuz mu pahalımı vb. konulara.
Ciddi anlamda store tasarımlarında bir standartın yakalandığını söylemek lazım. Dışardan bakılarak bir dükkanın hangi ülkede olduğunu anlamak neredeyse imkansız. Tasarım olarak net bir çizgisi var. İç mekana geçildiğinde de ülkemizde dükkanlardan farklı bir mekan karşılamıyor bizi. Sadece amerikan kültürüne ait olarak yalnız insanların oturabileceği şekilde dizayn edilmiş masa ve bistrolar daha fazla. Amerika'da Starbucks'ta bulunan müşterilerin bilgisayar ya da tablet kullanımları üzerine bir araştırma yapılmış mıdır bilmiyorum ama benim gözlerimlerim yüzde doksan oranında. Tabi bu durumda masaların üzerinde ve ulaşılabilir her yerde priz anlamına geliyor.
1.50 dolardan başlıyor kahve fiyatları. Genel ekonomiye bakıldığında ülkemizle kıyaslanamaz derecede ucuz. Öyleki kur farkını koyduğunuzda bile Türkiye'den daha ucuza geliyor kahve fiyatları. Kahve içmek Amerika' lı için o kadar rutin ki çoğu zaman merkezi yerlerde boş masa bulmak zor.
Türkiye' deki Starbucks vitrinlerinde mozaik pastadan, apple pie a, cheese cake den poğaça ve simite çok geniş bir tatlı ve kahvaltılık skalası görmek mümkün. Amerika' da bu sadece kahvaltılıklara dönmüş durumda kahvenin yanında tatlı yeme kültürü çok avrupalı. Bunun yanı sıra çeşit çeşit sandwich ve atıştırmalık bulmak mümkün.
En önemli konu kahveler. Menü olarak neredeyse aynı seçenekler mevcut. Ancak dönem dönem özel kahveler satılıyor. Bu ürünlerde bir ya da iki haftalık süreçler dahilinde storelarda bulunabiliyor. Lezzet konusunda da Starbucks' ın bir standardı olduğunu söylemek çok doğru olur. Yakın kalite ve lezzette kahveler. Ancak sade kahve tüketimi ülkemize oranla çok daha yoğun olduğu için taze kahve bulma şansı neredeyse yüzde yüz bu da lezzete etki ediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder