Ana içeriğe atla

a social life

   This is a great short movie. '' A social life ''. Director is Kerith Lemon.
   I belive, you are going to find yourself in this short movie. It's a interesting time for me to meet with this short film.Just when I encountered a few articles on this.The film's main theme may be talking about living a life that is not yours. I was not interested in this, would it make everything normal if the life you shared was yours? You will find yourself in this movie, If you are not like my dad. Maybe little bit behind or away or in the middle. But you has to find yourself. Do we really do it for what we want, or are system imposing on us?
Do we have to make social media detox?   
You can find to the movie link at the bottom of the page  

   ***

   '' a social life '' 8.27 dakikalık bir kısa film. Yönetmen Kerith Lemon
   Benim için oldukça ilginç bir zamana denk geldi bu kısa film ile karışılaşmam. Tam da bunun üzerine bir kaç yazıyla karşılaşıp acaba dediğim anlara.  Filmin ana teması size ait olmayan bir hayatı yaşamanın etrafında dönüyor olabilir. Ben buna takılmadım, paylaştığınız hayat size ait olsaydı bu durum her şeyi normal yapar mıydı ?

   Çok sevdiğim bir filmden alıntı yaparak tarif etmek istiyorum bu filmi. Bu film sizi derin bir suskunluğa, ya da ölçüsüz bir düşünceye boğabilir, zaten çekilmez olan varlığınızı farketmenize de neden olabilir. Bu filmde; Bir tık ilerisinde, bir tık gerisinde ya da tam olduğu yerde, eğer babam gibi bir insan değilseniz, bi yerinde mutlaka kendinizi bulacaksınız. Görmezden geldiğiniz ya da geriye attığınız ama aslında bildiğiniz şeyi. Daha inandırıcı olması için buraya bilimsel araştırmalardan bahseden bişeyler de yazılabilir; Yapılan araştırmalarda sosyal medyanın insanları mutsuz ettiği... Diye gider uzayıp. Ama insanın kendi kendini bulması gerek. Gerçekten istediğimiz için mi yapıyoruz, yoksa bize dayatıldığından mı ? Serdar Kuzuloğlu'nun bir tespiti var bu konuda. Maddi hiç bir değeri olmamasına rağmen kazanmaya çalıştığımız şeyler var sosyal medyada. Mutluluk hormonu salgılanmasını sağlıyor telefonunuza gelen bir bildirim. Hiçbir değeri olmayan, bir kaç dakika sonra aklınızda bile kalmayacak ''like'' lar için edilen bir mücadele. Sadece beğenip geçilecek bir fotoğraf için dakikalarca muhasebe yapıyor insanlar diyor Kuzuloğlu. Haklı olabilir mi ?

   Acaba sosyal medya detoksu mu yapmalıyız ?



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amerika'da Beslenme Alışkanlığı

Yıllarca ülkemizde, amerikalı insanların ciddi bir obezite problemi olduğunu, iyi beslenmediklerini konuştuk durduk, hatta bizim için pahalı olan şeylerle amerikadaki beslenmeyi kıyasladık  ‘’  teknoloji çok ucuz da sebze meyve dünya para abi amerikada  ‘’  lafını herhangi bir sokaktan geçerken duymak mümkün memleketimde. Gerçeklik payı da yok değildi hani bu lafların, amerikadaki insanların ciddi bir obezite problemi olduğunu ve hazır gıda  tüketiminin inanılmaz rakamlara ulaştığını biliyorduk, tüm bunları söylerken. Bundan bir kaç yıl evvel amerikan hükümetinin obeziteye savaş açtığını ve bununla ilgili politikalar yürüttüğünü okumuştum, gelgelelim bizim ülkemizi de tehdit etmeye başlayan bu sağlıksız beslenme alışkanlığına karşı sağlık bakanlığının yürüttüğü çok güzel çalışmalarda var. Peki şimdiye gelecek olursak amerikada durumlar ne insanlar nasıl besleniyor ?   Burada yaklaşık iki aydır yaşıyorum ve gözlemlediğim iki çeşit beslenme tipi var. İ...

Amerika'nın Dondurma Alışkanlığı

A merika'nın Dondurma Alışkanlığı Küçüklüğümde yazın geldiğini ve gittiğini anlamamda bakkalların önlerinde duran dondurma dolaplarını görmem çok etkiliydi. Adana gibi çok sıcak bir memlekette büyümenin de etkisiyle daha Mayıs ayında Algida dolapları bakkalların önlerinde ki yerlerini alırdı. Malum benim çocukluğumda süpermarket sayısı bir elin parmağını geçmez her köşe başını dondurma dolaplarını mutlaka dışarıya koyan ve üzerine ıslak havlu örten bakkallar alırdı. Neden bilmezdim ama dondurma sadece yaz yiyeceğiydi, havalar soğumaya başladımı dondurma dolapları bir bir kaybolurdu bakkalların önünden. Değişen dünyaya maalesef alış veriş alışkanlıklarımızın da teslim olmasıyla bakkallar yerlerini süpermarketlere bıraktı ve dondurma dolapları kışın sayı olarak azalsa da marketin bir köşesinde kendine yer bulmaya devam etti.     Amerika’ya geldiğim Ağustos ayında her köşede bir dondurma kamyonu ve bu kamyonun önünde sıraya girmiş insanları görmek sıradandı. Zaman ilerl...

WWDC17' Den Sonra

    Apple' ın en önemli etkinliği desek, tek eksik kalacak yanı; İphone tanıtımı olacak olan WWDC17 heyecanı sona erdi. İlk olarak geçmek istediğim konu İphone' un 10. yılı olması ve İphone 7 ile beklediğini bulamayan takipçilerin bu etkinlikte yeni bir İphone beklentisi boşa çıktı. Gelgelelim bu durum benim ihtimal dahi vermediğim bir durumdu. Bu boş beklentinin üzerinde durmanın anlamı yok. Amerika' dayken takip etme şansı bulduğum ikinci Apple etkinliği Iphone 7 nin tanıtıldığı birincisine nazaran oldukça tatmin edici düzeyde. Çok yüzeysel bakan kullanıcılardan, sadece boyut değişikliğine gidilmiş bir Ipad ve iMac Pro ya sünger geçirilmiş gibi duran bir speaker ile etkinlik tamamlandı eleştirisi alacak olsada oldukça yersiz.    Bakalım WWDC17 bize neler sundu ve bunlar nelerin göstergesi ?   WWDC17 de tanıtılan bir çok şeyin hazzını yaşamak için Sonbahar'ı beklememiz gerektiğini en başta vurgulamak lazım.    Bir Apple Watch kullanıcısı...