Ana içeriğe atla

Amerika'da Beslenme Alışkanlığı

Yıllarca ülkemizde, amerikalı insanların ciddi bir obezite problemi olduğunu, iyi beslenmediklerini konuştuk durduk, hatta bizim için pahalı olan şeylerle amerikadaki beslenmeyi kıyasladık ‘’ teknoloji çok ucuz da sebze meyve dünya para abi amerikada ‘’ lafını herhangi bir sokaktan geçerken duymak mümkün memleketimde.
Gerçeklik payı da yok değildi hani bu lafların, amerikadaki insanların ciddi bir obezite problemi olduğunu ve hazır gıda  tüketiminin inanılmaz rakamlara ulaştığını biliyorduk, tüm bunları söylerken. Bundan bir kaç yıl evvel amerikan hükümetinin obeziteye savaş açtığını ve bununla ilgili politikalar yürüttüğünü okumuştum, gelgelelim bizim ülkemizi de tehdit etmeye başlayan bu sağlıksız beslenme alışkanlığına karşı sağlık bakanlığının yürüttüğü çok güzel çalışmalarda var.
Peki şimdiye gelecek olursak amerikada durumlar ne insanlar nasıl besleniyor ?
  Burada yaklaşık iki aydır yaşıyorum ve gözlemlediğim iki çeşit beslenme tipi var. İnsanların yaşam alanları genellikle şehir merkezlerine uzak ve bu nedenle günün en az bir öğününü dışarda tüketmek durumunda kalıyorlar. Bu noktada iki seçenek var. Ucuz ve sağlıksız olan gıdalar tüketebilirsiniz ya da nitekim daha pahalı, uğraştırıcı ama sağlıklı gıda tüketebilirsiniz. Sırt çantasıyla dolaşmak adete sıradan bir durum ve bir çok insan çantasın da evinde hazırladığı öğünlerini taşıyor. Parklar da, sokaklar da hatta metro da evinde hazırladığı öğünü, çantasından çıkarıp yiyen insanlar görmek çok sıradan. Sanırım bu noktada zaman devreye giriyor ve bunları evinde hazırlayacak zamanı ya da imkanı olmayan diğer kesim ikinci seçeneğe yöneliyor.Ancak bir çok markette çeşitli malzemelerle  hazırlanmış, çatallarıyla birlikte satılan salatalar ve sandiviçler bulmak da mümkün. Tabiki restoranlarda da sağlıklı gıdalar tüketebilirsiniz fakat Boston şehrinde sağlık bir restoran yemeği yemek istiyorsanız en az 17 dolar artı bahşişi gözden çıkarmanız gerekli. Buna karşın 8 dolara bir burger restoranın da karnınızı doyurabilirsiniz hemde bahşiş ödemeden.
  Dışarda beslenme bu durumda gelelim evde ki öğünlere. Bizim için şaşırtıcı derecede bir mikrodalga fırın kullanımı söz konusu burada. Çünkü sadece mikrodalga fırın kullanarak sofranız için çeşit çeşit yemek hazırlamak mümkün. Marketten aldığınız işlenmiş yemeği mikrodalgaya atın, 10 dakika sonra çıkarın ve akşam yemeğiniz hazır. Öyle sıradan şeylerden bahsetmiyorum bildiğiniz yemek hazır! Domates soslu ve peynirli lazanyadan, meksika yemeklerine değin aldığınız kutuyu mikrodalgaya atmak yeterli. Tabi bu işlenmiş gıdaların ne kadar sağlıklı olduğu aşikar. Bunun yanı sıra çalışmayan ve emekli bir çok aile de, ev içerisinde yemeklerini pişirip yiyorlar. Oldukça sağlıklı beslendiklerini de söylemek lazım, akşam yemeklerinde ekmek tüketimi neredeyse sıfır. Peki sebze ,meyve, et ucuz mu ? Bu sorunun yanıtı ileride ki bir yazımda ayrıntılı olarak sizler için hazırlayacağım.
  Tüm bunları söylerken Amerika Birleşik Devletleri’nin coğrafi anlamda çok büyük bir ülke olduğunu, çok farklı kültürde insana ev sahipliği yaptığını ve çok kalabalık bir nüfusun burada yaşadığını söylemek gerek. Haliyle benim bu gözlemlerim sadece yaşadığım ve gözlemleyebildiği bölgeleri kapsamakla sınırlı kalıyor.
  Sevgili okur, herşeyi bir kenera bırakarak tüketilen ürün çeşitliliğini göz önüne aldığımda, bu konuda da bir cennet vatana sahip olduğumuzu söylemeden geçemeyeceğim.  


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

a social life

   This is a great short movie. '' A social life ''. Director is Kerith Lemon.    I belive, you are going to find yourself in this short movie.  It's a interesting time for me to meet with this short film. Just when I encountered a few articles on this.The f ilm's main theme may be talking about living a life that is not yours . I was not interested in this , would it make everything normal if the life you shared was yours? You will find yourself in this movie, If you are not like my dad. Maybe little bit behind or away or in the middle. But you has to find yourself. Do we really do it for what we want, or are system imposing on us? Do we have to make social media detox?     You can find to the movie link a t the bottom of the page      ***    '' a social life '' 8.27 dakikalık bir kısa film. Yönetmen Kerith Lemon    Benim için oldukça ilginç bir zamana denk geldi bu kısa film ile karışıl...

WWDC17' Den Sonra

    Apple' ın en önemli etkinliği desek, tek eksik kalacak yanı; İphone tanıtımı olacak olan WWDC17 heyecanı sona erdi. İlk olarak geçmek istediğim konu İphone' un 10. yılı olması ve İphone 7 ile beklediğini bulamayan takipçilerin bu etkinlikte yeni bir İphone beklentisi boşa çıktı. Gelgelelim bu durum benim ihtimal dahi vermediğim bir durumdu. Bu boş beklentinin üzerinde durmanın anlamı yok. Amerika' dayken takip etme şansı bulduğum ikinci Apple etkinliği Iphone 7 nin tanıtıldığı birincisine nazaran oldukça tatmin edici düzeyde. Çok yüzeysel bakan kullanıcılardan, sadece boyut değişikliğine gidilmiş bir Ipad ve iMac Pro ya sünger geçirilmiş gibi duran bir speaker ile etkinlik tamamlandı eleştirisi alacak olsada oldukça yersiz.    Bakalım WWDC17 bize neler sundu ve bunlar nelerin göstergesi ?   WWDC17 de tanıtılan bir çok şeyin hazzını yaşamak için Sonbahar'ı beklememiz gerektiğini en başta vurgulamak lazım.    Bir Apple Watch kullanıcısı...